Feeds RSS
Feeds RSS

25 Şubat 2011 Cuma

Kızamık Hakkında

efendim şimdi herşey elimizin altında,hop internetten öğreniveriyoruz istediklerimizi de,ben gene de kendimi sorumlu hissettim,Recep Akdağ yetmedi sanki,bi de ben açıklayayım dedim :)
Şu sıralar kızamık da kızamık almış başını gidiyo.. beni de yetkili merci olarak görmüş olacak ki dayım, bu konuda en üst söz sende,bi araştır bakalım neymiş ne değilmiş dedi.ben zaten gereğini söylemiştim dayıma ama yine de yarın iki çift laf kalabalığı olsun diye okuyuverdim internetten :)
efendim,malumunuz Türkiye kızamığı eradike etmişti,ancak aşılamalar yine de devam ediyordu.1 yaşına gelince aşılanıyordu geleceğin prensleri prensesleri.E bikaç tane kızamık vakası da görülünce dediler ki vay efendim aşı tekrarı falan filan..Şimdi sağlık bakanımız açıklamasını yaptı zaten,ancak orda bir hatası var.demiş ki Türkiye'de kızamık salgını yok! nasıl yok bre Akdağ? yüksek ihtimal hocamız işin ziyadesiyle bürokrasi kısmıyla uğraştığından,kelime anlamlarını es geçiyor olabilir artık.Ancak bir yerde salgın olması demek,normalde görülenden fazla sayıda o hastalığa rastlanması demektir, yani hiç vaka görülmüyen bir yerde tek bir vaka bile görülmesi bunun salgın olduğuna delalettir. dolayısıyla zaten tek vakayı geçmiş olan kızamık hastalığı nüksü için salgın değildir demesi yanlış olmuş... herneyse, gelelim aşıya gerek var mı yok mu kısmına? öncelikle şunu söyleyeyim pimpirikli tipler için,kızamık gerçirmiş olsanız bile yeniden bir doz daha aşı yaptırılmasının hiç bir sakıncası yoktur.içiniz rahat edecekse çekin acınızı :)
normalde kızamık aşısı eskiden 9 aylık bebeklere yapılırken bu sınır 1 yaşa çekilmişti,şimdi yeniden 9 aya indirilmiş.1 yaş olarak kabul edersek, kızamık aşısı 2 doz yaptırılır,bunu ilk yaşında ve ilk öğretim 1.sınıfta tadarlar bebelerimiz.. 1 doz aşının aşağı yukarı koruyuculuğu % 95-98 civarındadır,2.dozda ise hemen hemen % 100'e yakındır.aşı dediğimiz şey aslında o virüsün zayıflatılmış halinin vücuda verilmesidir.istenilen ise,vücudun bu zayıf ve hiç bilmediği mikroba karşı savaş açması,onu yenmesi ve yendiğini de hafızasına almasıdır.Yani ikinci bir kez aynı mikropla karşılaştığı taktirde hızlıca eskiden oluşturduğu savaş ekipmanını düşmanın üstüne salmasıdır :) aşı yapılmasının gayesi budur efendim.ha diyelim ki siz hastalığı geçirdiniz,siz doğal yoldan bağışıklanmış yani aşı olmuş gibi olursunuz.mikrop size bir iğneyle verilmez de siz onu kendiniz solunum yoluyla almış ve yenmiş olursunuz.. dolayısıyla eğer ki aşılandıysanız yada hastalığı geçirdiyseniz yeniden aşılanmanıza gerek yoktur,ha rahat edecek illa benim için derseniz,az önce de belirttiğim gibi tek doz aşı daha olabilirsiniz.Peki herşey iyi güzel de ben hatırlamıyorum,geçirip geçirmediğimi nerden bilicem derseniz de,bir tek kan testiyle size söylerler... 
bu arada hazır konusu açılmışken çocuklarımız (henüz benim kendime ait bitane olmadığı için herkesinkini kabul etmiş olaraktan çocuklarımız diyorum :) bizim velinimetimizdir,bazı zihniyetler -ki kendileri sıklıkla erkek eş ya da kaynana kesiminden oluyorlar- diyorlar ki 'vay efendim aşıyla çocuklara ne veriyorlarmış da,vay efendim çocuk aşıdan sonra çok ağlıyomuş da başı ağrıyomuş da,vay efendim bu çocuk ağlayınca eşi kadınını dövüyormuş da çocuk susmuyo diye' tarzı düşüncelerle çocuklarını aşıya götürmüyorlar.Çevrenizde varsa böyle tipler,lüften onları uygun bir dille bilinçlendirin,anlatın,konuşun.Gerçi o tip insanlara ne deseniz anlamaz da,yine de ümit dünyası işte...
Herkese sağlıklı bir ömür dilerim... 

Hiç yorum yok: