şimdi gene bilenler bilir :) izmir yaşamak için inanılmaz ideal bi şehir... istanbul'un en büyük dertlerinden biri olan ulaşım çok kolay mesela... hani işyerinizle oturduğunuz mevki arasında öyle uçurumlar yaratacak meblalarda fiyat farkı olmadığından işe yakın oturabiliyosunuz bikere... ikincisi kentkar diye bir kart var,65 yaş üstüne,öğrencilere ve normal insanlara :) ayrı ayrı tarifeler var,bu kent kartın en güzel yanlarından biri de hem otobüs hem metro hem de vapurda kullanılabiliyor olması ve 1,5 saat içinde ücretsiz aktarma yapılabilmesi... bulana ve kullandırtana teşekkür ediyoruz :)
iş konusunu hallettikten sonra sosyal hayata gelince,bi kere insanlar son derece medeni.tabi alınan göçler ve bazı dallamalar (tam karşılık bu diye böyle yazıyorum,yoksa ağzımı hiiiç bozmam :) ) nedeniyle medeniyet seviyesi düşüyor olsa da genel anlamda ege insanı ve izmir insanı kibarlıktan vazgeçmiyor.taşıtlar insanlara yol verir,onların geçmesini bekler,birileri yürürken size çarparsa özür diler,insanlar teşekkür etmeyi bilir,vs..hatta bi keresinde otobüste birine çok kızan bi amca şöyle küfür etmişti: ''lanet gelsin sana şerefsiz'' :) bizim orda insanlar, birbirlerinde ve bilhassa karşı tarafın ailesinde koymadık yer bırakmazlar :) nihayetinde izmir insanı kibardır yani..
alışveriş,sinema,lunapark,fuar,yakın civarlardaki gözde ve bakir tatil mekanları,çok sevilen köy kahvaltıları,parklar,yeşillik,kordon,kordonda faytonlar,gençler için eğlenme mekanları,barlar,vs... bir ailenin bütün bireylerine hitap edebilecek çeşitlilik vardır izmir'de... gerçi benim yaşadığım yer daha çok öğrencilere hitaben yerleşmiştir ama olsun...ucuzdur, 4 çeşit yemeği 4 tlye,3 poğaçayı 1 tl ye yiyip doyabilirsiniz... en sevdiklerimden biri de belki başka yerlerde de vardır bilemiyorum ama yemeğinizi yedikten sonra üstüne çay ikramı olmasıdır... öyle muhteşem çay düşkünlüğüm yok ama yemek sonrası sigara ne kadar güzelse (içenler için), çay da bir o kadar güzel gidiyor... sonra bi de değişik bi adetleri var: lokma (detaylı bilgiyi bir sonraki yazımda okuyabilirsiniz :)
halk eğitim kursları var ücretsiz ve kolaylıkla ulaşabileceğiniz,kurslar sonrası sertifika da alabiliyorsunuz... ben de işitme engellileri dili kursuna gitmek istemiştim ama yazın açılmadı :( ama bikaç şey öğrendim.alfabeyi ve teşekkür etmek gibi küçük şeyleri... en azından adımı söyleyebiliyorum :) yalnız ilk gittiğimde orası hep işitme engelli olduğu için herkes el kol hakreketleriyle konuşuyor tabi,çok utanmıştım onları anlamayınca.kendimi yabancı dil bilmeyen biri gibi hissetmiştim ki bi nevi öyle aslında.apayrı bi dünya... neyse bu konuya girersem çok yazarım,kışkırıyorum düşününce bile :)
tarih ve tatil mekanlarını düşününce onlar hep çevreye dağılmış durumda,merkezde pek böyle şeyler yok... en az bir bir buçuk saat gitmek zorundasınız...
dışarıda duymadığım,ziyaretime gelen herkesi de götürdüğüm bi gelenek daha var burda... fincanda pişen türk kahvesi... kahveniz hiç soğumaz çünkü fincanlar da ısıtılır,en üstte bi tabaka telve olur ama o bile tatlıdır,o tabakayı geçtikten sonraki asıl kahve kısmı ise muhteşemdir.aromalı ve sütlü de yapılıyor ama en güzeli de sütlü.türk kahvesi sütlü olur mu demeyin,gelin deneyin :) harika bi lezzettir.yanında çifte kavrulmuş fındıklı lokum ve hafif bi de nargile içiyosanız sizden kralı yoktur :) -(biz ömer usta'da içeriz sürekli,çünkü o en iyisi :) (zuzuma ithafen :)- ve okadar çok tercih ediliyor ki,hiç tanımadığınız bir çiftle yada bir gurupla aynı setlere oturtuluveriliyorsunuz) tek olarak giderseniz,kabiliyetinize bağlı çift olarak oradan ayrılma imkanınız var yani :)
öyle ''izmir ya sıcak memleket'' diyenlere hiç aldanmayın,bi kış oldumuydu burda,beton gibi çatlar elleriniz,hareket ettiremezsiniz soğuktan,elinizi huuuğğğ diye ısıtan bi sevdicek yoksa yanınızda :) hele o sizi yıkıp geçecekmiş gibi inadına inadına esen rüzgar varsa,işte o zaman welcome ayaz :) sıcağına da sert sıcaktır,on dakka oturdunuz mu yapışır kalırsınız oturduğunuz yere nemden :) sarışınlar bile koyulaşıverir güneşten...
bakmayın böyle leziz leziz anlattığıma,ağlayarak başladı benim maceram izmir'le... kazandığımı duyunca niye istanbul değil diye ağlamıştım,çıkıp gitmiştim evden... ah gençlik... :) bişeyler kazandırdı,bişeyleri de kaybettirdi bu şehir bana ama yine de güzel geçen zamanlardı... hakkını helal et izmir!











Hiç yorum yok:
Yorum Gönder