ay ay... bu hafta nostalji haftası oldu sanırım... ne güzel oluyomuş böyle ya.. ben genelde eskileri silerek yaşıyorum derim şakasına ama gerçeklik payı da yüksek.. eskiye dair bişeyler hatırlayınca insan,o günlerin tadını tekrar yaşıyo gerçekten,o zaman yaşadıklarını hatırlıyo,basit şeylerle nasıl eğlenildiğini falan... çok hoşuma gitti valla,zaten nedense içimde eskiye hep bi özlem vardır benim..
iletişimde neler eskitmişim bakalım :)
ilk cep telefonum nokia 5110'du... orta sonda kullanmaya başladım heralde,aslında tamamen bana ait değildi,annemle ikimiz kullanıyoduk ama annemin hala bile cep telefonlarına merakı olmadığı için benim sayılırdı.babam ve abim istanbul'da olduğu için bununla görüşüyoduk..sanırım teyzemlerden gelmişti bu telefon..
asıl bana ait olan ise trium'du.bugün öğrendim ki trium mitsubishi'nin yavrusuymuş.ben sadece öle trium diye bi marka var sanıyodum.bugüne kadar kullandıklarım içinde en sevdiğim oydu,oyuncak gibiydi ya,hatta bazı arkadaşlar oyuncak sanmıştı gerçekten.sesleri hala kulağımda var.. lise 1'de kullanmaya başlamıştım,babam almıştı bana.o zamanlar sürekli mesajlaşırdık arkadaşlarla.şimdiki gibi şukadar sms bedava da yoktu.hatta bir mesajda iki kontör giderdi.kontör ucuzmuş demekki :) telefon listesinden sıradan ''çağrı atma''diye bişey vardı ya,hatta o gün çağrı atılmamışsa,''bana çağrı atmadın dün'' diye sitemler vardı allahım ne komik :)
ortasındaki yuvarlak göbek oynuyodu,ben de elimden düşürmediğim için tuş takımını bozmuştum,sonra zar zor bitane bulmuştuk ama o da çok dayanmamıştı.hem ikinci tuş takımını beğenmemiştim çünkü ilki gibi tuşlar renkli değildi.. bi süre sonra da şarj aleti bozuldu,babam onu nerden bulduysa,yeniden parça bulmak zor oluyodu,onun için başka telefona geçtim.. ah trium ah...
bu arada hatırladığım başka telefon yok,üniversiteye başladığımda nokia 2300 almıştı babam..gri.. bu da güzeldi ama ilk senenin sonunda yurtta bütünlemeye gireceğim zamanlar şarja takmıştım,çalındı.o sene izmir'de olimpiyatlar düzenlendi.''universiade'' dünya üniversiteler arası olimpiyatları,ne şenlik.. dolayısıyla gelen yabancı öğrenciler yurtlara yerleştirilmişti.zannımca onlardan biri yürüttü :)
o zamanlar 2 tane hat kullanıyodum,görgüsüzlüğe bak :) o yaz bodrum'da tatile gelmişti halamlar.beni de çağırmışlardı.sınavlara hazırlanırken gitmiştim bi süreliğine.sürekli hattımı değiştirip dururken eniştem gördü (Cihat enişte,en sevdiğim eniştemdir,pamuk yürekli yafu) dedi ki sürekli değiştirip durma,ben sana bi tane telefon vereyim.hiç gerek yok enişte demiştim... sonra bu telefonum çalınınca,o bahsettiği telefon da bana geldi tabi ki.. demek ki neymiş herşey olacağına varırmış :)
yani 2300'dan sonraki telefonumun hikayesi de böyle başlıyo.. Nokia 6610.. onunla da uzun zaman geçirdik... önüne sağ üste bi yıldız,arkasına da kocaman 7 rakamını kazımıştım nedense...
bu telefonun da bataryasının ömrünü bitirdikten sonra ve şuanda aktif olarak kullandığım Nokia 6300'la tanıştım.bunu da üniversite 4.sınıfta almıştı babam.. pişmanlıklarımdan biridir aslında... basit şarjı uzun süre giden,bi özelliği olmayan telefon almaya gitmiştim.sonra babam beni kandırdı :)bu biraz erkek telefonu gibi gelmişti bana,ekranı falan da büyük.bunda müzik,kamera gibi özellikler var.o zamanlar yeniydi sanırım bu model,dolayısıyla fiyatı da pahalıydı.keşke diyorum onun yerine basit bi telefon ve yanında da dijital bi fotoğraf makinası alsaydım... ama hiç aklıma gelmemişti ki :(
bu modeli kullandığım zaman içerisinde yanına bi de kardeş aldı babam :) yine 2 hattım vardı (görgüsüzlük hala devam ediyo :),aldığı telefonla sadece gelen aramaları cevaplıyodum çünkü onla mesaj yazmak beni fıtık ediyodu! o da philips'di,onunla o kadar az zaman geçirdim ki modelini bile bilmiyorum :) ve en uzun batarya ömrü olan da oydu :))
işte böyleee... şuanda hala 6300'ı kullanıyorum ama doktor olduğumda kesinlikle basit,küçük ve renkli bişey alıcam,sarı yada pembe olabilir :)





Hiç yorum yok:
Yorum Gönder